Birçok kişi, fitness hedeflerine ulaşma yolunda spor salonlarında yoğun tempolu antrenmanlar yapıyor. Ancak Harvard Üniversitesi biyoloğu Dr. Daniel E. Lieberman, bu yaklaşımın biyolojik temellere dayanmadığını belirtiyor. Lieberman, insan vücudunun aslında enerji tasarrufu için evrimleştiğini savunuyor.

Dr. Lieberman'ın Çarpıcı İddiaları: Biyolog, modern fitness trendlerine yönelik eleştirilerinde, aşırı antrenmanın gereksiz olduğunu belirtiyor. Sağlıklı bir yaşam tarzının, maraton koşmak veya yoğun spor salonu seansları değil, sürdürülebilir hareketler aracılığıyla elde edilebileceğini söylüyor.

Orta Yoğunluklu Egzersizlerin Önemi: Lieberman, “Sağlık ve zindelik uğruna gönüllü egzersiz yapmak çok yeni bir kavram. Atalarımız, hareket etmeyi sadece hayatta kalmak için gerçekleştirirdi” diyor. Bu nedenle, yürüyüş gibi düşük yoğunluklu egzersizlerin daha doğal ve etkili olduğunu vurguluyor.

Yürüyüş, insan doğasına en uygun egzersizlerden biri olarak gösteriliyor. Lieberman, “Günümüzde yürümek, düşük etkili ama son derece etkili bir egzersiz yöntemi. Bir sonraki otobüs durağına yürümek veya öğle molasında yürüyüşe çıkmak, aşırı spor salonu antrenmanlarından çok daha faydalı olabilir” diyor.

Sürdürülebilir Egzersizler ve Sağlık: Araştırmalar, günlük 21 dakikalık orta yoğunlukta egzersizin (haftada 150 dakika) erken ölüm riskini yüzde 30 azaltabileceğini gösteriyor. Lieberman, modern fitness anlayışını eleştirerek, acı ve bitkinliği başarı ile ilişkilendirmenin yanlış olduğunu belirtiyor.

Doğal Hareketin Önemi: Lieberman, “Tutarlılık, orta yoğunlukta egzersiz ve keyif almak, sağlıklı yaşlanmanın anahtarı” diyor ve aşırı fitness trendlerinin gençlerde tükenmişlik ve yaralanmalara yol açabileceğine dikkat çekiyor. Onun önerisi, yavaş, sürdürülebilir ve keyifli egzersizleri tercih etmek.

Harvard biyoloğuna göre, ideal olan, aşırı spor rutinleri yerine atalarımızdan miras aldığımız doğal hareketlerle sağlıklı ve uzun bir yaşam sürmektir.